Saturday, July 14, 2012

Strateji üstadı & Gönüllü: İsmail Haznedar

[k]reatif olmadan çok başarılı olmuş marka hiç görmedim. Ama sadece [k]reatif olmak da yetmez. Başarı bence sacayağı; strateji, [k]reativite, sürdürme kararlılığı. Türkiye'de strateji denince ilk akla gelen, bu konuda kararlılıkla emek ve zaman harcayan bir [k]rea-kişi İsmail Haznedar. Evet, o üçünün bir arada olduğu bir başarı :) Ve gerçekten dolu insanların mütevaziliğine sahip bir başarı.




Vaktinin büyük kısmını gönüllü işlere harcamış ve harcamaya devam ediyor. Kendi halinde takılan Londra'daki Stratejik Planlama Derneği'nin rahatını bozup Türkiye'ye getiren, JCI Türkiye'nin kendilerince edindiği başarı ve yayılımla yetinmeyip düzeni değiştirmek için kolları sıvayan da o. Bunlar yetmezmiş gibi bir de girişimci gençler için uğraşıyor. Hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Stratejik İşler yapıyor. İsteyene de öğretiyor bu işi, Stratejik İşler Okulu'nda.







Stratejik davranmazsak ne olur? Günlük hayatta nerede kullanılır, yenilir mi içilir mi?
Hayatın her noktasında var strateji; farkındalık yaratmada ve kalıplarını yıkmada... Strateji yoksa; yol haritası yok demektir ve hedefsiz gezinme dolayısıyla kaynak israfı, zaman kaybı yaşanır. Ben stratejiyi üçe ayırıyorum: Düşünme, Karar Alma ve Planlama. Düşünürken sınırlar koymaz kendimizi bir kalıba sokmazsak seçeneklerimiz artıyor: üretebildiğin kadar. [k]reatif düşünme özellikle bu aşamada önemli. Günde yaklaşık 200 karar alıyoruz, ve her bir karar çok önemli. ‘Kelebek Etkisi’ ve ‘Sliding Doors’ filmlerinde olduğu gibi, en küçük kararın etkisi dahi büyük aslında... Planlama, düşünme ve karar almadan sonra daha kolay bir kısım.
[k]reatif düşünmenin sizce iş hayatındaki önemi nedir?
Stratejik düşünmenin en başından itibaren [k]reatif düşünmek önemli, seçeneklerimizi arttırmakta etkisi var. Bence [k]reativite herkeste var doğuştan, ama öldürüyoruz. Sınırlar koyarak, bu özelliği kullanmayarak, çocuğa “bulut pembe olmaz” diyerek köreltiyoruz. Yükseklik ve ses korkusu dışındaki tüm korkular öğrenilmiş korkular. Korkuyla da [k]reativiteyi köreltiyoruz.
Strateji olmadan [k]reatif, [k]reatif olmadan strateji olur mu?
Olur, ama beraber daha güzel olur. Birlikte olduklarında işin hakkı daha fazla verilmiş olur, kaynaklar daha etkin kullanılır.
JCI Türkiye gibi bir STKda aktif yer almanın hayatınıza katkısı ne oldu?
Bakış açısı kazandım; planlarsan değiştiremeyeceğin hiçbir şey yok, yeter ki işin hakkını ver, planla ve çalış. Farklı pozisyonlarda görev aldım; yerel, ulusal ve uluslar arası ölçekte liderliği öğrendim. Her birinin dinamiği çok farklıydı. JCI Türkiye başkanıyken 86.000 km seyahat etmişim, yönetimle birlikte bu rakam 120.000 km. Şubelerimizin her birisini yaklaşık 3 defa ziyarete denk geliyor. Bu da iyi bir deneyim kattı. Diğer önemli bir katkısı da cesarettir. Hareket edebilmek ve başlayabilmek için ilk adımda öneme sahip...
JCI’da Türkiye Başkanı, Dünya Başkan Yardımcısı oldunuz. Şu anda BM İlişkilerinden Sorumlusunuz. Bu noktaya gelmenizde yardımcı olan özellikleriniz nedir?
Doğru takım ve kişiler, belki de şanslıydım hep çevremde güzel insanlar oldu. Çünkü bu iş tek başına yapılan bir iş değil, değişimi gerçekleştiren kişiler. Bir grup insan belki de hedefin çekiciliği dolayısıyla feda-karlık ('feda et, kar et') yapıyor, emek, zaman ve para harcıyorlar, gönüllü olarak. Benim açımdan da, emek ve zaman harcamak bu noktaya ulaşmamda destek olan unsurlar diyebilirim.
Girişimci olmaya nasıl karar verdiniz?
Aslında aileden de geliyor. Babam işini iyi yapmaya çok dikkat eden bir ticaret adamı ve esnaftı; kuyumculuk yapıyordu. İlk stajlarımı atölyemizde ve Kapalıçarşıdaki diğer esnaflarda yaptım. Üniversitede biraz sınırlansa da bu girişimcilik, çalıştığım şirketlerde proje bazlı işlerle şirket içi girişimcisiydim aslında. JCI Türkiye’nin canlandırdığı özelliklerden birisi, cesaret de eklenince neden ben bu işi kendim yapmıyorum dedim.
Nasıl bir yöneticisiniz?
Bunu ekibime sormalı aslında. Zorlayıcı, öğrenmeye aç, beklentisi yüksek bir yöneticiyim. Yöneticinin takımla beraber çalışırken yetki aktarabilmesi gerekir. Ben de bireysellikten takıma ilerleyen bir yöneticiyim. Kültürümüzde takdir etme az. Ben takdir etmeyi, motive etmeyi, insanlara değerli olduğunu hissettirmeyi seviyorum.
Ekip çok önemli! Ekibinizin sizce önemli 3 özelliğini söyler misiniz?
Hepsi özel insanlar, hepsi farklı. Çalışmaktan zevk aldığım insanların hepsi çalışkanlar, üretmeyi bir değer yaratmayı, bir şeyi daha iyi yapmayı seven insanlar.

(( Ru[k]i'nin notu: Bence iyi liderler insanlardaki özel'liği görebiliyor, aslında her insan özel. ))

Hayatta etkilendiğiniz 3 kişi?
Çok var aslında. Seth Godin diyebilirim. Yazıları ve kitapları çok kıymetli, blogunu da takip ediyorum. Küçükte uygulanabilir ve sürdürülebilir sıra dışı ve yeni fikirler dünyası diyebilirim.
Muhtar Kent, her birimiz için çok kıymetli bir uluslararası lider. Şu anki görevi, başarıları, network ve yöneticilik yönü öğrenmek için bakılacak bir insan.
Nedim Esgin, Koç kültürü ve aynı zamanda Arçelik’teki degişimin büyümenin uluslararsı olmanınlideri. İyi bir yol gösterici.
Extra: Sir Richard Branson "İş fırsatları otobüs gibidir, her zaman bir diğeri gelir."
İlham almak için sık baktığınız websiteler?

Springwise
ve Trendwatching gibi trend siteleri

Stratfor
 - Strateji raporlaması sitesi
Güncel kalmak için Webrazzi

Slideshare
‘te zaman geçirmekten zevk alıyorum. Buradaki TED sunumları da güzel.
Perakende ve Strateji üzerine haber siteleri

No comments:

Post a Comment